Mycoplasma Bovis, sığırları enfekte ettiği bilinen 13 Mycoplasma türünden biridir. Bu Mycoplasma türlerinin çoğu hastalığa neden olmaz, ancak M. Bovis, sığırlar için önemli bir patojen olarak kabul edilir. Organizmaların sahip olduğu savunma mekanizmaları şunlardır:
2006 yılında yapılan bir çalışmada normal akciğerlere sahip sığırların yüzde 46'sında (Gagea ve ark. 2006), akut fibrinöz zatürre olan sığırların yüzde 85'inde ve kronik pnömonili sığırların yüzde 98'inde Mycoplasma Bovis patojeni bulunmuştur. (Gagea, et al. , 2006) Mycoplasma Bovis vakalarının çoğu antibiyotiklere dirençli ve tedavisi zordur.
İlk stres etkeni, buzağıların geleneksel Sığır Solunum Hastalıkları Kompleksi (BRDC veya nakliye ateşi) geliştirmesine neden olduğunda Mycoplasma Bovis görülür ve 7 ila 14 gün sonra Mycoplasmosis gelişir. Mycoplasma, sığırların bağışıklık sistemini zayıflatır ve solunum yollarının hastalıklara karşı kendini savunmasını engeller (Smith, 2002, s 559). Yaygın klinik belirtiler sert bir kuru öksürük, düşük dereceli ateş, hafif artmış solunum hızı, hafif depresyon ve akıntılı gözlerdir. Zatürree olan sığırların tedaviye cevap vermediği durumlarda sıklıkla Mycoplasma Bovis ‘den şüphelenilmektedir.
Sürülerde mastitis salgınları şiddetlidir ve bazen artrit ile birlikte ortaya çıkar. Mycoplasma Bovis, sağım işlemi sırasında yayılan bulaşıcı bir mastitis patojeni olarak kabul edilir ve tedaviye yanıt çok zayıftır. Meme enfeksiyonu sağım verimliliğinin düşmesine neden olur.
M. Bovis'e bağlı pnömonili buzağılar, iki ila dört hafta sonra ciddi bir artrit geliştirir. M. Bovis'in farklı suşlarının eklem problemlerine neden olma olasılıkları farklıdır, bu nedenle bazı salgınlarda çok fazla topal buzağı bulunurken, diğerlerinde hiç yoktur.
Mycoplasma Bovis, buzağılarda ve nadir olarak tanı konan yetişkin sığırlarda ciddi artritis’e neden olur. Bir veya daha fazla şişmiş alt ekstremite ekleminde hızlı hasar meydana gelir.
Yetişkinlerde hastalığın bu formu kendi başına veya mastitis ile birlikte ortaya çıkabilir. Hastalığın erken döneminde antibiyotik tedavisi hastalığı kontrol altına almak için en uygun fırsatı sağlar.
Bu klinik bulgu en çok genç hayvanlarda, özellikle kulak sarkması veya baş yatırma ile gelen genç süt buzağılarında görülür. Veteriner hekimler bu bulgunun son 10 yılda arttığını bildirmiştir. (DEFRA Ekim 2018 İngiltere Sığır Uzman Grubu)